Her gün kiliseye giden ve büyük bir aziz heykelinin önünde dua eden, “Sevgili aziz – lütfen, lütfen, lütfen… bana piyangoyu kazanma lütfunu ver.” diye yalvaran fakir bir adamla ilgili harika bir eski İtalyan şakası vardır. Bu ağıt aylarca sürer, adamın çaresizliği onu tamamen tüketir. Maddi yüklerden arınmış bir hayatın hayalini kurarak, koşullarında bir değişiklik yapmayı arzuluyor. Ancak, adamış olduğu dualara rağmen adam fakir ve muhtaç durumda kalıyor.

Zavallı adamın azizin heykeli önünde dua etmeye olan sarsılmaz bağlılığı, onun ilahi müdahaleye olan inancını simgelemektedir. Azizden lütuf için defalarca yalvararak hayatının değişeceğine gerçekten inanıyor. Ancak duada ısrar etmesi övgüye değer olsa da, refaha ulaşma konusundaki yaklaşımının yanlış olduğu açıktır.

Sonunda, adamın beklenmedik bir mali kazanç için tekrar tekrar yalvarmasından bıkan heykel canlanır ve yalvaran adama bakar. Heykel sonunda bıkkınlık ve tiksinti içinde konuşur ve adama şöyle der: “Oğlum, lütfen, lütfen, lütfen… bir bilet al.”

Bu basit yanıt derin bir mesaj taşıyor. Heykelin yorgun sesi, ilahi müdahalenin başarabileceklerinin sınırlı olduğunu gösteriyor. Yalnızca dualara ve imana güvenmek yerine, kişinin de aktif bir çaba göstermesi gerekir. Bu, inisiyatif alınmadan mucizelerin nadiren gerçekleştiğini hatırlatır.

Hikayenin mizahi yönü, kişinin arzularına ulaşmanın sadece mucizeler için umut etmekten ve yalvarmaktan daha fazlasını gerektirdiği fikrinin altını çizmeye hizmet ediyor. Zavallı adamın piyango bileti almayarak harekete geçmemesi onun aynı çaresiz durumda kalmasına neden olur. Durumu değiştirmek için çaba sarf etmezse, evliyaya yaptığı dualar ve yakarışlar anlamsız hale gelir.

Üstelik şakanın mesajı piyangoyu kazanma alanının ötesine geçiyor. Hayatın kendisi için bir metafor görevi görür. Çoğu zaman insanlar gerekli çabayı göstermeden işlerin sihirli bir şekilde gelişmesini isterler. Daha iyi bir iş, gelişmiş ilişkiler ya da kişisel gelişim olsun, hayallerimizin peşinden aktif olarak gitmeli ve onlara ulaşmak için adımlar atmalıyız.

Şaka, kişisel eylemlilik ve sorumluluğun önemine dikkat çekiyor. Bireylerin arzu ettikleri değişimi gerçekleştirmek için yalnızca dış güçlere güvenemeyeceklerini vurgulamaktadır. Adam bir piyango bileti satın alarak en azından kazanma şansını arttırmış ve durumunu iyileştirmek için kendisine bir mücadele şansı vermiş olacaktı.

Bu hikaye, sürece aktif olarak katılmadan mucizeler ummanın aptallığını vurguluyor. İman ve inanç önemli olmakla birlikte, pasiflikle karıştırılmamalıdır. Şaka bize, ilahi müdahaleyi umduğumuzda bile harekete geçmemiz gerektiğini öğretir. Seçimler yaparak, fırsatları takip ederek ve hedeflerimize ulaşmak için gereken çabayı göstererek kendi kaderimizi belirleriz.

Sonuçta, fakir adam ve heykel hakkındaki İtalyan şakası, kişisel eylemlilik ve çabanın önemi hakkında güçlü bir mesaj veriyor. Bize sadece bir mucize için dua etmenin aradığımız değişimi getirmeyeceğini hatırlatır. İster piyango bileti satın almak ister hedeflerimize doğru aktif olarak çalışmak olsun, proaktif adımlar da atmalıyız. Şaka bizi eğlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda inançla eylem arasında denge kurmanın gerekliliği konusunda değerli bir ders olarak da hizmet ediyor.

Beyhan Perim Seçmen
Uzman Klinik Psikolog