Tomatis® Metodu, doğal bir nörosensöriyel uyarım yaklaşımıdır. Metot kapsamında uygulanan dinleme programları, beynin sürekli dikkat kesilmesini ve bunun sonucunda motor, duygusal, bilişsel becerilerin gelişmesini sağlamak üzere, dinlenmekte olan müzik ve sesi gerçek zamanlı değişikliklere tabi tutar. Fransız doktor ve araştırmacı Alfred Tomatis tarafından geliştirilmiş olan Tomatis® Metodu, ileri teknolojilere ve Metodun kullanımında uzmanlaşmış, eğitimli Uygulayıcıların ortaya koyduğu yetkinliğe dayanmaktadır.
- ÖĞRENME
- DİKKAT
- SES ÜRETİMİ VE DİL
- DUYGU DURUM DÜZENLEME
- MOTOR BECERİLER VE KORDİNASYON
- OTİZM SPEKRUM BOZUKLUKLARI
- AKADEMİK BECERİLER
TOMATIS® Metodu, bir Eğitim Programı şeklinde yapılandırılmıştır ve tıbbi tedavi veya tanı aracı olarak ele alınmamaktadır. Bu internet sitesinde yer alan içerik, yalnızca bilgilendirme amaçlı olup, tıbbi tavsiye şeklinde veya tıbbi tavsiye yerine kullanılmamalıdır.
Ses üretimi ve dil
Ses üretimi
Sesimiz, kendi kulağımıza asıl olarak kafamızdaki kemikler üzerinden, titreşim yoluyla iletilir. Sesin dış ortam yoluyla geldiği “havadan ses iletimi”nden farklı olarak, bu iletim şekline “kemikten ses iletimi” denir. Bu ses üzerinde beyin tarafından yapılan analiz sonucuna göre, ağız hareketlerimiz üzerinde gerekli düzenlemeler yapılır. Dolayısıyla, kulaklarımız, beynimiz ve sesimiz arasında sürekli bir çift yönlü akış mevcuttur. Bu doğal işitsel geri bildirim döngüsünde, genellikle duygusal veya bilişsel nedenlerden kaynaklanmak üzere, herhangi bir kesinti meydana geldiğinde, dinlememizde ve sonrasında buna bağlı olarak sesimizde kusurlar ortaya çıkacaktır. Bu kusurlar, sesimizin ritmi, tonu, rengi veya şiddeti üzerinde etkiler yaratabilir.
Bunun sonucunda, iletişim istediğinde azalma, konuşma güçlükleri, akıcılık sorunları, konuşma yanlışlıkları, gereğinden fazla kısık, genizden ya da yüksek sesle konuşma gibi dengesizlikler baş gösterebilecek, sesimizin ifade yeteneği azalabilecektir.
Tomatis® Metodu, hem havadan hem de kemikten iletim aracılığıyla işitsel geri bildirim döngüsü üzerinde çalışarak, beyin, kulak ve ses arasındaki bağlantının yeniden istenen duruma gelmesine yardımcı olur.
Dil
Kulak, beyin ve ses arasında ilişkiyi etkileyen Tomatis® Metodu, dil ediniminde gecikme yaşamış kişilere yardım etmekte de faydalıdır. Dilsel konuşma, farklı seslerin karmaşık bir zincir boyunca ve belli bir ritim içerisinde birbirine eklenmesiyle ortaya çıkar. Bu ritim, iletilen frekansların yüksekliği ve süresine, ayrıca her bir sesin şiddet aralığına bağlı olarak değişir. Bir dile ait ritim, temel olarak, uzun ünlülerde ve sözcük vurgularında kendini gösteren tonlama aksanları tarafından belirlenir. Sözcükler, “fonolojik farkındalık” da dediğimiz, bu sesleri bilinçli bir düzene koyma yetisini bize kazandırır. Fonolojik farkındalık bulunmadığında, dile ait sesleri algılama ve dolayısıyla gerekli değişikliklere tabi tutmada güçlükler baş gösterecektir.

Öğrenme ve Tomatis® Metodu
Öğrenme terimi, bir konuda otomatikleşmemizi ya da bilgi edinmemizi sağlayan tüm mekanizmaları ifade eder. Gelen bilgiler ya da dışımızda gelişen olaylar karşısında, davranışlarımızı tutarlı ve kalıcı bir biçimde değiştirebilme becerimizi ortaya koyar. Öğrenme, deneyimler ışığında davranışlarımızı değiştirebilme yetimize bağlıdır. Ödülle öğrenme, hatayla öğrenme, taklitle öğrenme, tekrarla öğrenme, yaratıcılıkla öğrenme gibi pek çok öğrenme yönteminden söz edilebilir. Hangi yöntem uygulanırsa uygulansın, öğrenme için, yeni davranışların edinilmesi ve bunların hayata geçirilmesinin kolaylaştırılması amacıyla, sinir ağının beyin tarafından sürekli olarak yeniden düzenlenmesi gerekir. Beynin esnekliği ve “şekillendirilebilir” oluşundan söz etmekteyiz. Bu sayede, aynı olay tekrar yaşandığında, bu kez daha hızlı, daha doğru ve daha sezgisel tepki verebiliriz.
Beynin doğal bir uyarıma tabi tutulmasını amaçlayan ses zıtlıkları, Tomatis® Metodunun bu şekillendirme üzerine etki etmesini sağlar. Aslında, beynin tespit mekanizmaları geliştirmesine ve değişiklikleri analiz edebilmesine yardımcı olunmaktadır. Dolayısıyla, Tomatis® Metodu, dışarıdaki gelişmelere ve yeni olaylara karşı özel bir dikkat harcama yönünde kişinin eğitilmesini amaçlayan bir pedagoji yaklaşımıdır. Yeni bilgilerin edinilmesini kolaylaştırır ve genel yetiler ile akademik becerilerin geliştirilmesi yolunda öğrencilere yardımcı olur. Tomatis® Metodu, bugün tam da bu nedenle yüzlerce devlet okulu ve özel okul tarafından, eğitimi destekleyici bir uygulama olarak önerilmektedir. Öğrenciler, okul etkinlikleri sırasında ağırlıklı olarak hatalarından yola çıkarak öğrenirler. Büyüme süreci boyunca hatalar yapmak normal ve gerekli olsa da, belli sistematik hataların ısrarla tekrar ediliyor oluşu, öğrenme bozukluklarını akla getirir.

Duygu durum düzenleme ve Tomatis® Metodu
Hareket etmenin bedenimiz üzerindeki önemini hepimiz biliyoruz. Ancak, beynimizin normal işleyişini korumak açısından da hareketin büyük önem taşıdığı gerçeği gözden kaçabiliyor. Beden hareketleri, beynin enerjiye çevirdiği duyu mesajları göndererek beyinde uyarım sağlar. İnsan bedeninden gelen duyu mesajlarının en önemli geçiş yolu konumundaki kulağın bu alandaki rolü kolayca anlaşılabilir. Beyin tarafından bir savunma mekanizması devreye sokulduğunda, söz konusu uyarım sekteye uğrayabilir. “Duygusal şok” adını verdiğimiz travmatik olayların ardından bu mekanizmalar gelişebilmektedir. Beyin, aynı zamanda, dış çevreden bir saldırı yöneltildiğini hissettiğinde de kendini korumaya alma eğilimindedir. Gündelik hayatın hızındaki değişiklikler, yüklenen yeni sorumluluklar, uyumsuzluklar ve toplumsal baskılar, bu tip sonuçlar doğurabilir.
Tomatis® Metodu, işitme sisteminin de bağlı olduğu limbik sistem (beynin orta bölümü) üzerine etki eder. Limbik sistemin görevleri arasında duygu, bellek ve öğrenme mekanizmaları da yer almaktadır. Bunun yanında, salyangoz da bir kortikal yüklenme yaratmaktadır. Dolayısıyla, limbik sistem ve prefrontal korteks üzerinde etki yaratan Tomatis® Metodu, depresyon ve kaygı ile bağlantılı duygu durum bozukluklarının aşılmasına yardımcı olur. Ek olarak, stres seviyesinin düzenlenmesi üzerinde de doğrudan etki yaratır.

Motor beceriler ve koordinasyon
Kulak, insan bedeninin en güçlü duyu organı olduğu gibi, aynı zamanda bedeni yönlendiren organlar arasındadır. İç kulakta yer alan “vestibül” adlı yapı, en küçük beden hareketlerini bile beyne bildirir ve karşılığında gerekli talimatları alır. Motor becerilerimiz ve koordinasyonumuz üzerinde çok ciddi etkisi vardır. Bu bakımdan, duyusal bilgilerin işlemlenmesinde etkin rol oynar ve vücudun diğer parçaları ile birlikte, motor beceriler, lateralite, kas tonusunun düzenlenmesi ve dik duruş üzerinde doğrudan etki yaratır.
Motor beceriler ve koordinasyonda yaşanan güçlüklerin, vestibüler sistemdeki sorunlarla bağlantılı olması olasıdır. Bu tip sorunlar, büyümemiz sırasında öğrendiğimiz, yürüme, koşma, zıplama, ayağımızla ya da parmağımızla dokunma gibi beden hareketlerinin özümsenip uygulanmasında gecikmelere yol açabilmekte, aynı zamanda baş dönmesi, denge kaybı, bulantı gibi farklı şekillerde de kendini gösterebilmektedir.
Tomatis® Metodu, derin ve ritmik seslerin iletimini destekleyerek, doğrudan vestibül üzerine etki eder ve motor işlevlerde, kas tonusunun düzenlenmesinde, dik duruşta olumlu sonuçlar getirir. Bunun yanında, işitsel lateralite üzerinde yaratılan doğal etki de sol ve sağ taraflı beden hareketlerin koordinasyonuna Tomatis® Metodunun olumlu etki edebilmesini sağlar.

Dikkat ve Tomatis® Metodu
Farklı bilgi kaynakları ya da görevler arasında dikkati bölüştürme becerisi de dikkatin öne çıkan tiplerindendir. Bu dikkat tipinde baş gösteren sorunlar, bilişsel açıdan büyük bedeller doğurur. İyi işlemediğinde, okul ortamındaki çocuklar için önemli bir güçlük kaynağı haline gelebilir.
Tomatis® Metodu, kortikal uyarım da denilen, beynin uyarımına ilişkin genel etkisine ek olarak, seçici dikkat üzerinde de son derece olumlu etkiler yaratabilmektedir. Tomatis® Metodunun dayanağını oluşturan Elektronik Geçitleme® sistemi, ses zıtlıkları yaratır ve bu da beyni sürekli olarak doğal bir şaşırma etkisine mazur bırakır.
Dikkat, dışımızda gelişen bir olaya ya da bir düşünceye karşı seçici farkındalık oluşturup devam ettirme yetisidir. Sinir sisteminin, dışarıdan gelen her tür bilgiyi almaya hazır olmasını sağlayan genel uyanıklık durumunun ifadesidir. Fazla bir zihinsel çaba gerektirmeyen, rutin veya alışıldık etkinlikler (bir belgenin gözden geçirilmesi ya da kopyalanması gibi) söz konusu olduğunda bile, yapılması gereken iş için yeterince uzun konsantrasyon süresi ortaya koyamayan çocuklar ve yetişkinlerde dikkat güçlüğünden söz edilir.
Amaçlanan şey, beyin tarafından, otomatik değişim tespit mekanizmalarının geliştirilmesidir. Danışan, bu mekanizmaları özümsendiğinde, kendisini gerçekten ilgilendiren bilgileri daha kolay belirleyebilecek, ikincil bilgileri reddetme ya da arka plana atma becerisini sergileyebilecektir.
Tomatis® Metodu, bu açıdan, beraberinde hiperaktivite bulunsun ya da bulunmasın, dikkat eksikliği bozukluğu (ADD / ADHD) çeken çocuklar ve yetişkinlerin desteklenmesinde tamamlayıcı bir yaklaşımdır.

Otizm Spektrum Bozuklukları ve Tomatis® Metodu
Otizm spektrum bozuklukları (OSB), pek çok başka özelliğinin yanında, dış dünya ile etkileşime geçmede yaşanan güçlüklerle ve özellikle de sosyal iletişimde gözlenen anormalliklerle tanımlanır. Bugün tartışılan tezlerden biri, bu tip kişilerde ayna nöronların doğru işlev görmediği yönündedir. Beyinde dağınık bir şekilde yayılmış durumdaki bu nöronlar, kişi pasif konumdayken ve sadece izlemekle yetinirken bile beynin beden hareketleri ve dil ile ilgili kısımlarını harekete geçirdiği için kilit önemdedir. Ayna nöronlar, diğer kişilerin eylemleri, niyetleri ve duygularının anlaşılabilmesinde asli rol oynar.
Bir beden hareketini planlamamızı, bir duyguyu tahmin edebilmemizi ve empati kurmamızı olanaklı kılan, ayna nöronlardır. Diğer bir deyişle, bir taraftan kendimizi başkalarının yerine koymamıza, diğer taraftan da eylemlerimizi planlamamıza yardımcı olurlar. Bu bakımdan, karşılaştığımız birine gülümsemek gibi çok basit bir eylemden, karşıdakinin duygularını hissedebilmeye ve eylemlerini anlamlandırmaya kadar geniş bir yelpazede, kurduğumuz sosyal ve gündelik ilişkilerde temel işlev görürler.
Tomatis® Metodu, tahmin sistemlerimiz üzerinde itici güç yaratır. Pasif dinleme programlarında, özel algısal zıtlıklar içerecek şekilde işlenmiş müziğe maruz kalan beyin, karşılaştığı bu değişikliklerin şifresini çözme çabasına girer. Aktif (konuşmalı) çalışmada ise, danışanın ürettiği sesler aygıt tarafından otomatik olarak düzeltildiği için, danışan da sesini buna uygun biçimde ayarlamaya çalışacaktır. Bu süreçte, dilsel konuşma bölgesiyle bağlantılı ayna nöronun doğrudan işlev görmesi gerekir. Tomatis® Metodu, böylece, otizm spektrum bozukluğunda (OSB) olduğu gibi, bilişsel gelişim, iletişim ve sosyal etkileşimle ilgili gecikme ve bozukluklarla, zaman zaman da bunlarla bağlantılı gelişen, asperger sendromu, duyusal işleme bozukluğu, down sendromu gibi durumlarla tanımlanan danışanlara yardımcı olabilecektir.
Tomatis® Metodu, bu bozukluklardan mustarip kişilerin, başka yöntemleri tamamlayıcı bir tarzda desteklenmesine dönük, profesyonel bir destek aracıdır.

Akademik beceriler ve Tomatis® Metodu
Şarkı söyleme
Alfred Tomatis, ses sanatçıları üzerinde yürüttüğü çalışmalar sırasında, ses sorunlarının, aslında dinleme sorunlarıyla birlikte ortaya çıktığını belirledi. Kaliteli bir ses üretimi için, sadece dış dünyadan gelen ses mesajlarını değil, kendi sesimizi de iyi bir şekilde dinleyebilmemiz gerektiğini ortaya koydu. Sanatçı, kendi sesinin doğruluğu, şiddeti ve kalitesini analiz edebilmek zorundaydı.
Bu öz dinleme etkinliğinin gerçekleşebilmesi için, başta kafatası olmak üzere, bedendeki tüm kemiklerin katıldığı kemikten iletim aracılığıyla kulağa ulaşan ses titreşimlerinin doğru algılanabilmesi gerekir. Bu ise, orta kulakta yer alan iki işitme kasının sorunsuz işlev görebilmesine, yani iç kulağa iletilen tüm titreşimleri kontrol altında tutup gerektiği gibi sönümleyebilmesine bağlıdır. Elektronik Kulak aygıtıyla yapılan ses rehabilitasyonu, öz kalite kontrol mekanizmasının oluşturulmasına dayanır. Dolayısıyla, karşılaşılan sorunun tipine bağlı olarak, aşağıdaki durumların düzeltilmesine odaklanılır:
- Şarkı söyleme isteğinin bulunmaması ya da kaybolması
- Konuşma veya şarkı söylemede, herhangi bir fiziki zorlanma bulunmadığı halde güçlük hissedilmesi
- Akıcılık sorunları
- Doğru ses ve telaffuz sorunları
- Çok alçak sese, çok tiz sere veya çok genizden sese neden olan vurgu dengesizlikleri
- Sesin ifade gücü, modülasyonu veya tonlamasında eksiklikler
- Fazla alçak veya yüksek ses
Yabancı dil
Her dil, düzgün bir konuşmanın sağlanabilmesi için, kendine özgü bir ritmin oluşturulmasını gerektirir. Beyin, çocukluk döneminde, bir yandan anadile ait fonetik yapıları nasıl öne çıkartacağını, bir yandan da anadile uyumsuz fonetik yapıları nasıl göz ardı edeceğini öğrenir. Çok erken bir noktadan itibaren, anne sesi sayesinde, dilimizin konuşma hızını nasıl düzenlememiz gerektiğini kavrarız. Kısa süre içinde yerleşen bu dil kodlamaları, anadilin içselleştirilmiş ses düzenlerinden farklı özellikler ortaya koyan yabancı dillerin öğrenilmesi önünde engel haline gelir.
Tomatis® Metodu, yabancı dil öğrenmek isteyen kişilerde, ilgili yabancı dile ait ritim yapılarının tam olarak yerleşmesine olanak tanır. Yerleşen ritim sayesinde, sözcük dağarcığı, söz dizimi ve dilbilgisinin öğrenilmesi çok daha kolay bir hal alır. Bir Avrupa Birliği programı kapsamında yedi farklı üniversitede yürütülen bir araştırmada, Tomatis® Metodu ile yabancı dil öğrenme süresinin yarı yarıya kısaltılabildiği kanıtlanmıştır.
