Davranış bozuklukları çocuklarda içsel çatışmalarını davranışa aktaramaması sonucu ortaya çıkmaktadır. Davranış problemlerinin sebebi; hem doğuştan bir yatkınlık hem de çevresel faktörlerin etkisi olduğu bilinmektedir. Çocuklarda davranış bozukluğu olarak adlandırılan davranışlar hırçınlık, sınırlılık, inatçılık, yalan, çalma ve küfür etme gibi eylemleri kapsamaktadır.

Davranış problemlerine yol açan birçok neden vardır; dikkat çekme isteği, savunma, büyüme arzusu, yetişkinleri şaşırtma isteği, arkadaşları tarafından beğenilme ve onaylanma isteği, kalıtım gibi nedenlerden kaynaklanıyor olabilir.

Çocuğun olumlu noktalarını keşfedip ortaya çıkarmak ve yüreklendirmek olumsuz davranışları azaltıp kendine güvenmesini sağlar. Bu çocukların koşulsuz sevgiye ihtiyacı vardır. Yani koşullar her ne olursa olsun anne baba ve aile üyeleri (kardeş, hala, teyze, büyükanne) tarafından kabul edildiğini ve sevildiğini hissetmelidir. Çocuğa sevildiği hissettirilirken her dediği yapılmamalıdır. Çocuğun her istediğinin yapılması, merkeze konulması ve çocuk tarafından aile fertlerinin yönlendirilmesi bu durum üzerinde olumsuz etki oluşturmaktadır. Bir topluluk içerisinde çoçuğun topluma uyum sağlaması için yaklaşımda bulunulmalıdır.

Çocuğa yaşına uygun sorumluluk vererek başarma duygusu yaşatılmalı, anne baba çocuğa olumlu rol model olmalı. Olumsuz davranışlar gösterildiğinde değil, bu davranışlar gösterilmediğinde ilgilenilmelidir aksi takdirde bu davranışların pekişmesine sebep olur. Davranış sayesinde anne babadan ilgi kazandığını düşünmemeli “yapma” bile bir ilgidir aslında. Olumsuz davranış ortaya çıktığında çocuk yaratıcılığa teşvik edilmeli, olumlu bir faaliyete yönlendirilmelidir.

Çocuklarda davranış bozukluğu terapisinde, çocuklarla beraber anne/baba ve aile bireylerinin de tutum ve davranışlarının düzenlenmesi gerekir. Çünkü aile bireylerinin tutumları çocuğun davranışlarında büyük rol oynar. O yüzden terapi sürecinde en etkili yol aile eğitimidir. Tedavi edilmezse kalıcı davranış bozuklukları ve antisosyal kişilik bozukluğu başta olmak üzere bir çok
soruna yol açabilir.

Çocuklarını mutlu etmek adına, demokratik aile kavramını oluşturmak için çocuklarının her istediğini yapan anne-babalar ve aile üyeleri benmerkezci çocuklar yetiştirir. Ailesi tarafından her istediği yapılan çocuklar ileriki yaşlarda beklemek, tahammül etmek ve sabretmek gibi durumlarda zorluk çekebilir. Ayrıca kişiler arası ilişkilerde uyum sorunu da yaşayabilirler. Aileleri tarafından sürekli övülmeye alışkın olan çocuk aynı övülmeyi diğer kişilerden de beklemeye başlar. Sadece kendi istek ve arzularına göre hareket ederler. Bu davranışlar da çocukların yalnız ve geçimsiz olmalarına sebep olabilir.

Kişiler arası kurallara uymayan, istekleri olmadığında aşırı tepkiler gösteren, küçük konuları tolere edemeyen, doğru karar veremeyen, başkalarını düşünmeden hareket eden, sürekli kapris ve ağlamaklı konuşan çocuklar benmerkezci bir yapıya sahiptirler. Aileler bu yapıdaki çocuklara karşı tutarlı ve istikrarlı davranmalıdır. Çocuğun her davranışını aşırılıklarla övmemelidirler. Çocuk yetiştirirken sınırlar çocuğa mutlaka öğretilmelidir.

Beyhan Perim Seçmen
Uzman Klinik Psikolog